22 Ekim 2016 Cumartesi




ADAM GİBİ YAŞAMAK 
YA DA 
MADAM GİBİ YAŞAMAK…




Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım...

İlk defa İsrael’de yaşayan Yahudilerin sayısı, dünyada yaşayan Yahudilerin sayısından daha fazla oldu. İsrael göç almaya devam ediyor. Dünyanın her yerinden geliyorlar. Türkiye’ den de geliyorlar. 2015 yılında 70 kişi gelmişti. Bu sene şu ana kadar 150 kişi geldi. Yıl sonuna kadar 20 kişinin daha ALİAH yapması bekleniyor. Artış iki mislinden fazla. Türkiye’den diğer ülkelere de yaklaşık 100 Yahudi göç etmiş. Neden? İrdeleyelim mi? İrdeleyelim. Hadi bakalım…
1- Merhum Turgut Özal’ın yarattığı orta direk çöktü. Esnaflık öldü. Mağazacılar para kazanamıyorlar. İnternet üzerinden satışlar aldı yürüdü. Yalnız Türkiye’den değil, dünyanın her yerinden internet ile alış veriş yapmak mümkün. Akşam kahveni içerken al laptop’unu kucağına, bütün dünya önünde… Ayrıca savaş, terör, bombalar gırla…15 Temmuz darbe girişimi de üstüne tuz biber ekti.  Turist bu ortamda gelir mi? Gelmez. Antalya’da satılan ekmeğin İstanbul’a faydası vardır. Malum. Kelebek etkisi… İstiklal Caddesi’nde, Bağdat Caddesi’nde mağazalar kapanıyor. Kapalıçarşı’da bile dükkânlar kepenk indiriyor.  Para artık aslanın midesine indi. Çok zor kazanılıyor.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
2- Eğitim durumları rezaletten de öte. Normal okullar imam hatip liselerine dönüştürülüyor. Öğrenciler ve veliler bir oldubitti ile karşı karşıya geliyorlar. Düzgün eğitim veren özel okullar inanılmaz fiyatlar istiyorlar. Açı okulları için 40 bin liradan bahsediliyor. Azınlık okulları ise 15 bin liranın altında eğitim veremiyorlar. Daha bunun servisi var, yemesi içmesi var, kitabı defteri var… İki çocuk okutan bir aileyi düşünün. Kim ödeyebilir bu paraları? Kaç aile? Neticede okuttun, okuttun, üniversite de bitti, hadi master, da oldu. Hani iş? Hani ekmek? Devlet kapısında ciğeri beş para etmez bir hıyarın ağzına bakacaksın. Ya da devlete iş yapan bir şirkette sakallı bir dümbükün karşısında el pençe divan duracaksın. Bu mudur? Bu kadar emeğin, bu kadar fedakârlığın karşılığı bu mudur?
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
3- Akademisyenler tam bir saldırı altında. Sisteme karşı çıkanlar derhal işten atılıp haklarında soruşturma başlatılıyor. Hiçbir devirde olmadığı kadar beyin göçü var. Kaçıyorlar. Gayrimüslim, ya da Müslüman Türk, fark etmiyor,  durum bütün Türkiyeliler için aynı. İş bilen gerçek vatanperver insanlar işlerinden atıldılar. Ne savcısı kaldı, ne hâkimi, ne profesörü kaldı ne polisi. Genelkurmay başkanları bile yargılandılar, hatta yargısız infaza uğradılar. Mevcut çalışan, hâkim, savcı, devlet memuru, polis, asker her an FETOCU olarak damgalanabilir ve ekmekleri ellerinden alınabilir. Sapla saman biri birine girdi. Başkanın, (pardon cumhurbaşkanının)  deyimiyle at izi, it izine karıştı. Kim itiraz edebilir, etse de neye yarar? Korku İmparatorluğu derler ya, işte bu olsa gerek…
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
4- Memlekette kanun kalmadı. Cumhurbaşkanı fiili olarak başkanlık yapıyor. Yani ben söylemiyorum. Dün profili düşük başbakan bizzat söyledi. Türkiye’de başkanlık sistemi var mı? Yok. En azından şimdi yok. Eeee, bu anayasaya uygun mu? Değil. Yahu, bir memleketin en üst noktasındaki adam kanuna uymazsa gerisi ne olur? İşte bu olur, kanunsuz bir ülke olur. Ne karşılıksız çekini tahsil edebilirsin, ne hakkını gasp edenden hakkını alabilirsin, ne işten atılırsan geri dönmek için mahkemeye gidebilirsin, hiçbir şey yapamazsın. Dağ kanunu geçerli. Gücü gücü yetene. Trafikten ticarete, eğitimden hizmete, kanun nizam kalmadı. Soyguncuların cirit attığı, her gün bir sürü cinayetin işlendiği, trafik terörünün her geçen gün arttığı, çocuklara cinsel istismarın inanılmaz boyuta ulaştığı bir ülke oldu Türkiye… Kadınlara yönelik şiddet görülmemiş boyutta. Şort giyen kadınlar bile ulu orta dayak yiyorlar.  300 promil alkollü vaziyette arabası ile polise çarpıp öldüren adam 8 ay sonra serbest. Yok artık be.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
5- Türk milleti 2 ayda 100 şehit verdi. Her gün televizyonlarda şehitlerin cenaze merasimlerini seyretmekten içimize fenalık geldi. Dayanılmıyor artık. Bunlar gencecik  çocuklar. Bre günah değil mi bu insanlara? Günah değil mi arkalarında bıraktıkları ailelerine… Bu savaş nereye kadar? PKK sı ayrı, Suriye’si ayrı, Irak’ı ayrı… Ölüp giden insanlara mı yanayım, memleketin kaynaklarının bu aptal savaşta eridiğine mi yanayım? Bu ülkenin işte bu sorunu çözecek lider kadrolara ihtiyacı var. Ancak bu millet cahilliği yüzünden bu beceriksiz hükümeti daha yıllarca o makamda tutacaktır.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
6- İnsan yaşadığı ülkesi ile gurur duymaz mı? Duyar. Duymalıdır. Sen vatanını sevmez misin? Türkiye’yi idare edenler son 10 senede bu sevgiyi bitirdiler. Türkiyeli artık ülkesi ile gurur duyamıyor. Kadınların adam yerine sayılmadığı ve her gün kadın cinayetlerinin işlendiği, düzinelerce çocuğun cinsel istismara uğradığı, soyguncuların cirit attığı, vatandaşını koruyamayan devlet yüzünden bombalarla yüzlerce insanın öldüğü bir ülke oldu Türkiye. İnsanlar iğrenç haberler yüzünden televizyon seyretmiyor, ya da kahrolmamak için gazete dahi okumuyor.
Bunun neresi ile gurur duysun Türkiyeli. Havaalanı yapılıyormuş, İzmir’e otoban yapılıyormuş, üçüncü köprü açılmış filan falan. Neye yarar be? “Tüp geçit yakında açılıyor, ne hissediyorsun?” diye gidin bir şehit annesine sorun bakalım ne diyecek? Özgecan’ın annesine sorun yaptığınız duble yolları? Bakalım o ne diyecek? (Özgecan,  yolcu olarak bindiği minibüste tecavüze uğradıktan sonra vahşice öldürüldü ve cesedi yakıldı. 20 yaşında idi.)
Türkiye üniversiteleri dünya sıralamasında kaçıncı sırada? Türkiye dünyanın en iyi yaşanılabilecek ülkeler arasında nerede? Kadınların en iyi yaşayabildiği ülkeler sıralamasında kaç numara? En iyi çocuk yetiştirilen ülkeler arasına girebildi mi? Her yıl Türk bilim adamları keşiflerde mi bulunabiliyorlar?
Bitirdiniz. Türkiyelinin ülkeleri ile gurur duyabileceği her alanı yok ettiniz. Türkiyelinin ülkelerine olan sevgisini bitirdiniz. Türkiyelinin artık gurur duyacağı bir tek şey kaldı. Dünyanın en pahalı teknik direktörüne sahip Türkiye. Milyonlarca avroluk maaşıyla tektir Fatih Terim. Bir eşi daha yok. İşte bir tek bu kaldı !
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?
7-Türkiyeyi kuranlar sonunda hedeflerine ulaştılar. 1912de İmparatorluk nüfusunun % 20 si gayrimüslim idi. Cumhuriyet kurulduktan sonra 1927de bu oran % 2,5 oldu. Bugün ne kadar biliyor musunuz? Binde birden az. Bir mozaik, bir kültür zenginliği işte böyle yok edilir. Onların yerini başka toplumlar aldı. Türkiye’nin demografik yapısı bozuldu. 3 milyonu aşkın göçmen Türkiye’ye asimile oldu. Her yerde varlar. Bu gidişle sayıları daha da artacak. Turist ya da yerleşik Araplar her yerdeler. Güney Anadolu’da Türk yerlilerin azınlıkta kaldığı ilçeler var. Nereye baksan kara çarşaf görüyorsun. Elit Türklerle tam bir tezat teşkil ediyor. Bu iki ayrı toplum yağla su gibi birbirine karışmıyor. Birbirinden rahatsız.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar dayanacak bu millet?

Gelelim Türkiyeli Yahudilerin durumuna. Zaten zor olan, onlar için daha zor. Türkiyeli Yahudiler gittikçe büyük toplumdan soyutlanarak daha içine kapanık bir hayat yaşamaya başladılar. Sanki duvarları olmayan bir geto içerisindeler. Birbirileri ile görüşüp, belirli dar bir çevrede yaşıyorlar. Kafalarını deve kuşu misali kuma gömüyorlar. Hatta her geçen gün daha da derine sokuyorlar. Ne duymak istiyorlar, ne bilmek. Ellerinden geldiğince kuyruklarını hala dik tutmaya bakıyorlar ama çözülmeler gittikçe artıyor. Sayıları da giderek azalıyor.
Yahudi ırkı binlerce sene asimile olmadan ayakta kalabildi. Bunu elbette büyük oranda TORA’ya borçlu. Yazımın başında söyledim. İlk defa İsrael’de yaşayan Yahudilerin sayısı dünyada yaşayan Yahudilerin sayısından daha fazla oldu.
Şimdi sorarım size, bir Yahudi erkeği, Yahudi olmayan bir kadınla evlenirse ne olur? Onun çocukları, zürriyeti artık Yahudi olmaz. Bitti. O gen sona erdi. Nokta. Nekuda…
Yahudi anneler ve babalar, çocuklarınızın Yahudilerle evlenmesi lazım. Onlara bu konuda eğitim vermek, yol göstermek, olanaklar tanımak sizin yükümlülüğünüz ve sorumluluğunuz.  Bu atalarımızın bize devrettiği bir görev, bir zorunluluk. Irkınıza sakın ha ihanet etmeyin. Binlerce yıl ayakta kalabilmiş bu ırka karşı vazifenizi yerine getirin. Çıkarın şu kafalarınızı kumdan. Duyun, görün Allah aşkına…
Ve siz Yahudi gençleri, aslanlarım, gurur duyduğum evlatlarım, melek yüzlü güzel insanlar, soyunuzu sakın ha kurutmayın. Irkınıza ihanet etmeyin. Nerede isterseniz yaşayın, nereye isterseniz gidin ya da göç edin, ama muhakkak Yahudilerle evlenin ve Yahudi çocuklar üretin. Onlara da vazifelerini öğretin. Sorun değil, başka ülkelerde yaşamak istiyorsanız sizi anlayabilirim, yeter ki Yahudi bir eşiniz ve Yahudi çocuklarınız olsun. Nasıl olsa günün birinde buraya, benim ülkeme, bizim ülkemize İSRAEL’e gelecekler. VE ADAM GİBİ YAŞAYACAKLAR. Biz onlar için buradayız. Onlar için nöbet tutuyoruz. Onlar gelinceye kadar nöbet bizde.
AM ISRAEL HAY…

Aaron Baruch  (Ankaralı)