ADAM GİBİ YAŞAMAK
YA DA
MADAM GİBİ
YAŞAMAK…
Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım...
İlk defa İsrael’de yaşayan Yahudilerin
sayısı, dünyada yaşayan Yahudilerin sayısından daha fazla oldu. İsrael göç
almaya devam ediyor. Dünyanın her yerinden geliyorlar. Türkiye’ den de
geliyorlar. 2015 yılında 70 kişi gelmişti. Bu sene şu ana kadar 150 kişi geldi.
Yıl sonuna kadar 20 kişinin daha ALİAH yapması bekleniyor. Artış iki mislinden
fazla. Türkiye’den diğer ülkelere de yaklaşık 100 Yahudi göç etmiş. Neden? İrdeleyelim
mi? İrdeleyelim. Hadi bakalım…
1- Merhum Turgut Özal’ın yarattığı orta
direk çöktü. Esnaflık öldü. Mağazacılar para kazanamıyorlar. İnternet üzerinden
satışlar aldı yürüdü. Yalnız Türkiye’den değil, dünyanın her yerinden internet
ile alış veriş yapmak mümkün. Akşam kahveni içerken al laptop’unu kucağına,
bütün dünya önünde… Ayrıca savaş, terör, bombalar gırla…15 Temmuz darbe
girişimi de üstüne tuz biber ekti. Turist bu ortamda gelir mi? Gelmez. Antalya’da
satılan ekmeğin İstanbul’a faydası vardır. Malum. Kelebek etkisi… İstiklal Caddesi’nde,
Bağdat Caddesi’nde mağazalar kapanıyor. Kapalıçarşı’da bile dükkânlar kepenk indiriyor.
Para artık aslanın midesine indi. Çok
zor kazanılıyor.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
2- Eğitim durumları rezaletten de öte.
Normal okullar imam hatip liselerine dönüştürülüyor. Öğrenciler ve veliler bir
oldubitti ile karşı karşıya geliyorlar. Düzgün eğitim veren özel okullar
inanılmaz fiyatlar istiyorlar. Açı okulları için 40 bin liradan bahsediliyor.
Azınlık okulları ise 15 bin liranın altında eğitim veremiyorlar. Daha bunun
servisi var, yemesi içmesi var, kitabı defteri var… İki çocuk okutan bir aileyi
düşünün. Kim ödeyebilir bu paraları? Kaç aile? Neticede okuttun, okuttun, üniversite
de bitti, hadi master, da oldu. Hani iş? Hani ekmek? Devlet kapısında ciğeri beş
para etmez bir hıyarın ağzına bakacaksın. Ya da devlete iş yapan bir şirkette sakallı
bir dümbükün karşısında el pençe divan duracaksın. Bu mudur? Bu kadar emeğin,
bu kadar fedakârlığın karşılığı bu mudur?
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
3- Akademisyenler tam bir saldırı altında.
Sisteme karşı çıkanlar derhal işten atılıp haklarında soruşturma başlatılıyor. Hiçbir
devirde olmadığı kadar beyin göçü var. Kaçıyorlar. Gayrimüslim, ya da Müslüman
Türk, fark etmiyor, durum bütün
Türkiyeliler için aynı. İş bilen gerçek vatanperver insanlar işlerinden
atıldılar. Ne savcısı kaldı, ne hâkimi, ne profesörü kaldı ne polisi. Genelkurmay
başkanları bile yargılandılar, hatta yargısız infaza uğradılar. Mevcut çalışan,
hâkim, savcı, devlet memuru, polis, asker her an FETOCU olarak damgalanabilir
ve ekmekleri ellerinden alınabilir. Sapla saman biri birine girdi. Başkanın,
(pardon cumhurbaşkanının) deyimiyle at
izi, it izine karıştı. Kim itiraz edebilir, etse de neye yarar? Korku İmparatorluğu
derler ya, işte bu olsa gerek…
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
4- Memlekette kanun kalmadı.
Cumhurbaşkanı fiili olarak başkanlık yapıyor. Yani ben söylemiyorum. Dün profili
düşük başbakan bizzat söyledi. Türkiye’de başkanlık sistemi var mı? Yok. En
azından şimdi yok. Eeee, bu anayasaya uygun mu? Değil. Yahu, bir memleketin en
üst noktasındaki adam kanuna uymazsa gerisi ne olur? İşte bu olur, kanunsuz bir
ülke olur. Ne karşılıksız çekini tahsil edebilirsin, ne hakkını gasp edenden hakkını
alabilirsin, ne işten atılırsan geri dönmek için mahkemeye gidebilirsin, hiçbir
şey yapamazsın. Dağ kanunu geçerli. Gücü gücü yetene. Trafikten ticarete,
eğitimden hizmete, kanun nizam kalmadı. Soyguncuların cirit attığı, her gün bir
sürü cinayetin işlendiği, trafik terörünün her geçen gün arttığı, çocuklara
cinsel istismarın inanılmaz boyuta ulaştığı bir ülke oldu Türkiye… Kadınlara
yönelik şiddet görülmemiş boyutta. Şort giyen kadınlar bile ulu orta dayak
yiyorlar. 300 promil alkollü vaziyette
arabası ile polise çarpıp öldüren adam 8 ay sonra serbest. Yok artık be.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
5- Türk milleti 2 ayda 100 şehit verdi.
Her gün televizyonlarda şehitlerin cenaze merasimlerini seyretmekten içimize
fenalık geldi. Dayanılmıyor artık. Bunlar gencecik çocuklar. Bre günah değil mi bu insanlara?
Günah değil mi arkalarında bıraktıkları ailelerine… Bu savaş nereye kadar? PKK
sı ayrı, Suriye’si ayrı, Irak’ı ayrı… Ölüp giden insanlara mı yanayım,
memleketin kaynaklarının bu aptal savaşta eridiğine mi yanayım? Bu ülkenin işte
bu sorunu çözecek lider kadrolara ihtiyacı var. Ancak bu millet cahilliği
yüzünden bu beceriksiz hükümeti daha yıllarca o makamda tutacaktır.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
6- İnsan yaşadığı ülkesi ile gurur duymaz
mı? Duyar. Duymalıdır. Sen vatanını sevmez misin? Türkiye’yi idare edenler son
10 senede bu sevgiyi bitirdiler. Türkiyeli artık ülkesi ile gurur duyamıyor.
Kadınların adam yerine sayılmadığı ve her gün kadın cinayetlerinin işlendiği,
düzinelerce çocuğun cinsel istismara uğradığı, soyguncuların cirit attığı,
vatandaşını koruyamayan devlet yüzünden bombalarla yüzlerce insanın öldüğü bir
ülke oldu Türkiye. İnsanlar iğrenç haberler yüzünden televizyon seyretmiyor, ya
da kahrolmamak için gazete dahi okumuyor.
Bunun neresi ile gurur duysun Türkiyeli. Havaalanı
yapılıyormuş, İzmir’e otoban yapılıyormuş, üçüncü köprü açılmış filan falan.
Neye yarar be? “Tüp geçit yakında açılıyor, ne hissediyorsun?” diye gidin
bir şehit annesine sorun bakalım ne diyecek? Özgecan’ın annesine sorun
yaptığınız duble yolları? Bakalım o ne diyecek? (Özgecan, yolcu olarak bindiği minibüste tecavüze uğradıktan
sonra vahşice öldürüldü ve cesedi yakıldı. 20 yaşında idi.)
Türkiye üniversiteleri dünya
sıralamasında kaçıncı sırada? Türkiye dünyanın en iyi yaşanılabilecek ülkeler
arasında nerede? Kadınların en iyi yaşayabildiği ülkeler sıralamasında kaç
numara? En iyi çocuk yetiştirilen ülkeler arasına girebildi mi? Her yıl Türk
bilim adamları keşiflerde mi bulunabiliyorlar?
Bitirdiniz. Türkiyelinin ülkeleri ile
gurur duyabileceği her alanı yok ettiniz. Türkiyelinin ülkelerine olan
sevgisini bitirdiniz. Türkiyelinin artık gurur duyacağı bir tek şey kaldı.
Dünyanın en pahalı teknik direktörüne sahip Türkiye. Milyonlarca avroluk maaşıyla
tektir Fatih Terim. Bir eşi daha yok. İşte bir tek bu kaldı !
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
7-Türkiyeyi kuranlar sonunda hedeflerine
ulaştılar. 1912de İmparatorluk nüfusunun % 20 si gayrimüslim idi. Cumhuriyet kurulduktan
sonra 1927de bu oran % 2,5 oldu. Bugün ne kadar biliyor musunuz? Binde birden
az. Bir mozaik, bir kültür zenginliği işte böyle yok edilir. Onların yerini
başka toplumlar aldı. Türkiye’nin demografik yapısı bozuldu. 3 milyonu aşkın
göçmen Türkiye’ye asimile oldu. Her yerde varlar. Bu gidişle sayıları daha da
artacak. Turist ya da yerleşik Araplar her yerdeler. Güney Anadolu’da Türk
yerlilerin azınlıkta kaldığı ilçeler var. Nereye baksan kara çarşaf görüyorsun.
Elit Türklerle tam bir tezat teşkil ediyor. Bu iki ayrı toplum yağla su gibi birbirine
karışmıyor. Birbirinden rahatsız.
Eeee, n’olucak bu işin sonu? Nereye kadar
dayanacak bu millet?
Gelelim Türkiyeli Yahudilerin durumuna. Zaten
zor olan, onlar için daha zor. Türkiyeli Yahudiler gittikçe büyük toplumdan
soyutlanarak daha içine kapanık bir hayat yaşamaya başladılar. Sanki duvarları
olmayan bir geto içerisindeler. Birbirileri ile görüşüp, belirli dar bir
çevrede yaşıyorlar. Kafalarını deve kuşu misali kuma gömüyorlar. Hatta her
geçen gün daha da derine sokuyorlar. Ne duymak istiyorlar, ne bilmek. Ellerinden
geldiğince kuyruklarını hala dik tutmaya bakıyorlar ama çözülmeler gittikçe
artıyor. Sayıları da giderek azalıyor.
Yahudi ırkı binlerce sene asimile olmadan
ayakta kalabildi. Bunu elbette büyük oranda TORA’ya borçlu. Yazımın başında
söyledim. İlk defa İsrael’de yaşayan Yahudilerin sayısı dünyada yaşayan
Yahudilerin sayısından daha fazla oldu.
Şimdi sorarım size, bir Yahudi erkeği,
Yahudi olmayan bir kadınla evlenirse ne olur? Onun çocukları, zürriyeti artık
Yahudi olmaz. Bitti. O gen sona erdi. Nokta. Nekuda…
Yahudi anneler ve babalar, çocuklarınızın
Yahudilerle evlenmesi lazım. Onlara bu konuda eğitim vermek, yol göstermek, olanaklar
tanımak sizin yükümlülüğünüz ve sorumluluğunuz. Bu atalarımızın bize devrettiği bir görev, bir
zorunluluk. Irkınıza sakın ha ihanet etmeyin. Binlerce yıl ayakta kalabilmiş bu
ırka karşı vazifenizi yerine getirin. Çıkarın şu kafalarınızı kumdan. Duyun,
görün Allah aşkına…
Ve siz Yahudi gençleri, aslanlarım, gurur
duyduğum evlatlarım, melek yüzlü güzel insanlar, soyunuzu sakın ha kurutmayın. Irkınıza
ihanet etmeyin. Nerede isterseniz yaşayın, nereye isterseniz gidin ya da göç
edin, ama muhakkak Yahudilerle evlenin ve Yahudi çocuklar üretin. Onlara da
vazifelerini öğretin. Sorun değil, başka ülkelerde yaşamak istiyorsanız sizi anlayabilirim,
yeter ki Yahudi bir eşiniz ve Yahudi çocuklarınız olsun. Nasıl olsa günün
birinde buraya, benim ülkeme, bizim ülkemize İSRAEL’e gelecekler. VE ADAM GİBİ
YAŞAYACAKLAR. Biz onlar için buradayız. Onlar için nöbet tutuyoruz. Onlar
gelinceye kadar nöbet bizde.
AM ISRAEL HAY…
Aaron Baruch (Ankaralı)